Ali Kuşçu
15.
yüzyılda yaşamış olan önemli bir astronomi ve matematik bilginidir. Babası
Timur'un (1369-1405) torunu olan Uluğ Bey'in (1394-1449) doğancıbaşısı idi.
"Kuşçu" lakabı buradan gelmektedir.
Ali Kuşçu, Semerkand'da
doğmuş ve burada yetişmiştir. Burada bulunduğu sıralarda, Uluğ Bey de dahil
olmak üzere, Kadızâde-i Rûmi (1337-1420) ve Gıyâsüddin Cemşid el-Kâşi (?-1429)
gibi dönemin önemli bilim adamlarından matematik ve astronomi dersleri almıştır.
Ali Kuşçu bir ara,
öğrenimini tamamlamak amacı ile, Uluğ Bey'den habersiz Kirman'a gitmiş ve orada
yazdığı Hall el-Eşkâl el-Kamer adlı risalesi ile geri dönmüştür. Dönüşünde
risaleyi Uluğ Bey'e armağan etmiş ve Ali Kuşçu' nun kendisinden izin almadan
Kirman'a gitmesine kızan Uluğ Bey, risaleyi okuduktan sonra onu takdir etmiştir.
Ali Kuşçu, Semerkand'a
dönüşünden sonra, Semerkand Gözlemevi'nin müdürü olan Kadızâde-i Rûmi'nin ölümü
üzerine gözlemevinin başına geçmiş ve Uluğ Bey Zici'nin tamamlanmasına yardımcı
olmuştur. Ancak, Uluğ Bey'in ölümü üzerine
Ali Kuşçu Semerkand'dan
ayrılmış ve Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın yanına gitmiştir. Daha sonra Uzun
Hasan tarafından, Osmanlılar ile Akkoyunlular arasında barışı sağlamak amacı ile
Fatih'e elçi olarak gönderilmiştir.
Bir kültür merkezi oluşturmanın şartlarından birinin de bilim adamlarını bir
araya toplamak olduğunu bilen Fatih,
Ali Kuşçu' ya İstanbul'da
kalmasını ve medresede ders vermesini teklif eder.
Ali Kuşçu, bunun üzerine,
Tebriz'e dönerek elçilik görevini tamamlar ve tekrar İstanbul'a geri döner.
İstanbul'a dönüşünde
Ali Kuşçu, Fatih
tarafından görevlendirilen bir heyet tarafından sınırda karşılanır. Kendisi için
ayrıca karşılama töreni yapılır.
Ali Kuşçu' yu
karşılayanlar arasında, zamanın ulemâsı İstanbul kadısı Hocazâde Müslihü'd-Din
Mustafa ve diğer bilim adamları da vardır.
İstanbul'a gelen
Ali Kuşçu' ya 200 altın
maaş bağlanır ve Ayasofya'ya müderris olarak atanır.
Ali Kuşçu, burada Fatih
Külliyesi'nin programlarını hazırlamış, astronomi ve matematik dersleri
vermiştir.
Ayrıca İstanbul'un enlem ve boylamını ölçmüş ve çeşitli Güneş saatleri de
yapmıştır.
Ali Kuşçu' nun
medreselerde matematik derslerinin okutulmasında önemli rolü olmuştur. Verdiği
dersler olağanüstü rağbet görmüş ve önemli bilim adamları tarafında da
izlenmiştir. Ayrıca dönemin matematikçilerinden Sinan Paşa da öğrencilerinden
Molla Lütfi aracılığı ile
Ali Kuşçu' nun derslerini
takip etmiştir. Nitekim etkisi 16. yüzyılda ürünlerini verecektir.
Ali Kuşçu'nun astronomi
ve matematik alanında yazmış olduğu iki önemli eseri vardır. Bunlardan birisi,
Otlukbeli Savaşı sırasında bitirilip zaferden sonra Fatih'e sunulduğu için
"Fethiye" adı verilen astronomi kitabıdır. Eser üç bölümden oluşmaktadır.
Birinci bölümde gezegenlerin küreleri ele alınmakta ve gezegenlerin
hareketlerinden bahsedilmektedir. İkinci bölüm Yer'in şekli ve yedi iklim
üzerinedir. Son bölümde ise
Ali Kuşçu, Yer'e ilişkin
ölçüleri ve gezegenlerin uzaklıklarını vermektedir.
Döneminde hayli etkin olmuş olan bu astronomi eseri küçük bir elkitabı
niteliğindedir ve yeni bulgular ortaya koymaktan çok, medreselerde astronomi
öğretimi için yazılmıştır.
Ali Kuşçu'nun diğer
önemli eseri ise, Fatih'in adına atfen Muhammediye adını verdiği matematik
kitabıdır.
|